Dünya insanları giderek daha fazla birbiri ile iletişime geçiyor, kaynaşıyor, çok daha fazla seyahat ediyor. Farklı sebeplerle seyahat eden insanların sayısı giderek artıyor. Bu sebeplerin başında ise sağlık geliyor.
İnsanların yaşadıkları yerlerden sağlıklarına kavuşmak ve tedavi olmak amacıyla seyahat etmelerine sağlık turizmi denmektedir. Sağlık sebebiyle seyahat edenlerin sebepleri de çok farklı.
Örneğin bir grup hasta kendi ülkelerinde sağlık sigortalarından faydalanamamakta ve yüksek maliyetleri karşılayamadıkları için seyahat etmekteyken, bir kısmı daha üstün teknolojik alt yapı ve donanımı tercih ettikleri için başka ülkelere gitmektedirler. Bazı hastalar ise kendi ülkelerinde sigorta kapsamında tedavi olabilecekken uzun zaman alan bekleme süreleri sebebiyle seyahati tercih etmektedirler.
Böylelikle hastalar, hem tıbbi hizmet almakta, hem de isterse turistik tesislerden sağlıkları ve dinlenme ihtiyaçları için faydalanabilmektedirler.
Türkiye gerek doğal ve tarihî güzellikleri, dillere destan tatil beldeleri ve lüks otelleri, gerekse termal suları ve otelleri ile turizm açısından son derece büyük öneme sahip avantajlara sahiptir. Tüm bu kaynaklara, akredite hastaneleri, gelişmiş ve donanımlı klinikleri, özel ve devlet hastanelerindeki güçlü akademik kadroları eklendiğinde tüm dünya için cazibe hâline gelmektedir.
Diş hekimliği açısından bakıldığında ise gerek teknolojik donanım, gerekse bilgi, birikim ve tecrübe açısından diş hekimliği alanında Türkiye dünya üzerindeki pek çok lider ülke ile yarışır durumdadır. Fiyat, hizmet ilişkisi değerlendirildiğinde ise, haklı olarak pek çok ülkeye göre çok avantajlı duruma geçmektedir.
Hastaların çoğu kendi ülkelerinde ya hiç sağlık sigortaları olmadığı için ya da sağlık sigortaları olsa bile diş hekimliği hizmetleri bu kapsamın dışında kaldığı için farklı ülkelerde kaliteli ama daha uygun fiyatlı tedaviye çok sıcak bakmaktadırlar. En çok merak edilen konular ise bir sorun olduğunda hastanın doktoruna ulaşıncaya kadar nasıl bir yol izleneceği konusundadır. Çünkü hastalar yurt dışında tedavi olduklarında ve bir sorun yaşadıklarında kendi ülkelerinde tedavi olmak istediklerinde problem yaşadıklarından bahsetmektedirler. Bu konuda hükümetler arası anlaşmalar önem kazanmaktadır. Çünkü tedaviler arttıkça anlaşmazlıklar da artabilecek ve uluslararası hukuka başvurularda artmalar olabilecektir. Hasta ve sağlık kurumları arasında imzalanacak tedavi sözleşmeleri ve içerikleri özenle hazırlanmalı, garanti kapsamları hastaya çok iyi anlatılmalıdır.
Tedavi olmak isteyen hastalar için süreç genelde şöyle işliyor:
Hastadan şikâyeti ve yapılacak işlemlere göre panoramik film ya da tomografisini e-posta olarak göndermesi isteniyor. Yapılan radyolojik değerlendirme sonucunda eğer uzun sürebilecek diş eti tedavisi, çekim ya da kanal, dolgu gibi işlemler varsa ülkesinde bu işlemleri yaptırmasının tedavi süresini kısaltabileceği söyleniyor. Hastaya tedavi seçenekleri anlatıldıktan sonra, ücret bilgisi veriliyor ve hasta teklifi kabul ederse bilet ve konaklama detayları da konuşulup hasta Türkiye'ye tedavi için geliyor.
Diş hekimliği alanında Türkiye'ye gelen hastaların büyük çoğunluğunu estetik ya da implant tedavisi amacıyla gelen hastalar oluşturuyor. Genelde estetik tedaviler bir hafta gibi bir sürede tamamlanırken implant tedavilerinde seçilen tekniğe ve hastanın kemik durumuna göre bir günde ya da bir haftada tamamlanabilen tedavi seçenekleri ortaya çıkabiliyor.
Tüm bu bilgilerin ışığında "Sağlık Turizmi"nin Türkiye'nin geleceğine büyük katkı sağlayabilecek bir alan olduğunu söyleyebiliriz. Yeter ki ülkemizde istikrar devam etsin, dünya standartlarını yakaladığımız tedavilerimizden ödün vermeyelim ve hizmet kalitemizi sürdürürken fiyatlarımızı arttırıp kendi bindiğimiz dalı kesmeyelim.
Zerrin Tüfekçi
Ekonometri dergisi, Mayıs 2016